Dün gece yarısı başladım kitaba, bugün akşamüstü bitirdim. Son derece akıcı bir kitap, gayet yalın bir dille yazılmış.
Yunanlıların baskınıyla babasının tutuklanmasını müteakip onu aramak amacıyla yollara düşen ve bu işi en iyi İstanbul'da yapabileceğini düşünen Mebrure'nin bu amaçla İstanbul'a gelip eski bir akrabasının köşküne sığınmasından sonra başından geçenleri anlatıyor Sözde Kızlar. O dönem, yaşadığı hayattan sıkılan genç kızların kendilerini İstanbul'un zamparalarının kollarında buluvermeleriyle tüm hayallerine kavuşacaklarını zannettikleri bir dönemdir tıpkı şimdiki gibi.
İşte böyle bir ortamda Mebrure'nin sığındığı uzak akrabalarının evinde onun için ciddi bir tehlike vardır: Behiç. Behiç Mebrure'den çok etkilenmiş ve onu bir geceliğine elde etme planları yapmaya başlamıştır. Ama sağlam bir karaktere sahip olan Mebrure'yi elde edemeyeceğini fark edince ahlaklı bir erkeğe dönüştüğünü ispat etmek için türlü türlü oyunlar oynamaya girişmiştir. Mebrure'nin ise akrabalarının evinde gördüğü olaylar midesini çoktan bulandırmaya başlasa da Behiç'in efendi halleri onun da gönlünü çalmaya başlamıştır.
Tam bu sırada Behiç'in eski kurbanlarından Belma'nın, Mebrure'yi çağırıp başından geçenleri ona anlattıktan sonra intihar etmesinden dolayı Mebrure'nin gözü açılır. Bu sırada da babasından sevindirici haberler almıştır. İstanbul'daki zor günlerini atlatmasında kendisine yardımcı olan kişilerden Fahri ile evlilik kararı alır ve roman biter.
Peyami Safa'nın diğer romanları gibi okuması kolay ve mesajı rahat anlaşılabilen bir kitap Sözde Kızlar. Yine Fatih-Harbiye'deki gibi Batılılaşma sorunsalını ele almış. Kafasını dinlendirmek isteyenler için güzel bir soluklanma eseri, tavsiye edilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder