Elif Şafak'ın üç kitabını okudum. Kitaplarında en çok hoşuma giden şey, bir sürü farklı unsuru sonunda tek noktada başarılı bir biçimde birleştirmesi. Siyah Süt'te içindeki kişilikleri, Bit Palas'ta bir apartmanın sakinlerini ortak bir noktada buluşturmuştu. Baba ve Piç'te ise bir Ermeni aileyle bir Türk aileyi ilginç noktalarda buluşturmayı başarmış.
kitabın öncelikle kapağı çarpıyor insanı. gerçekten etkileyici bir tasarım olmuş. İlk görüşte "hönk" dedim ama kitabı okuyunca daha uygun bir kapak olamazdı diye düşündüm.
Müslüman-Türk Kazancı ailesiyle Ermeni asıllı Amerikalı Çakmakçıyanların 90 yıla yayılan iç içe öykülerinin anlatıldığı kitapta iki ailenin iki kızı var başrolde. biri Asya, biri Armanuş. Kitabın piçi yani en suçsuz kahraman: Asya.Asya'nın ailesinde ilginç bir özellik var. Ailenin erkekleri yaşamıyor. Hiçbiri kırkını görmemiş neredeyse. Bir tek ailenin küçük oğlu Mustafa var. Anne el üstünde tutuyor onu ama o da alıp başını Amerika'ya göçüyor. İşte Çakmakcıyan ailesiyle kesişmeleri de bu noktada oluyor. Markette alışveriş yapan, Çakmakcıyan Ailesinin eski gelini Rose'la karşılaşan utangaç, çekingen Mustafa Rose'la bir evlilik yapıyor ve böylece Rose'un Ermeni bir babadan olma kızı Armanuş'un da üvey babası oluyor.
Armanuş ise baba tarafının yoğun milliyetçi telkinleriyle yetişmiş bir kız. Annesi ise Ermeni kimliğinden hiç hazzetmediği için kızını adıyla değil Amy diye çağırıyor.
İki taraf arasında kalan Armanuş, kimliğini netleştirmek için, geçmişini bilinçli şekilde öğrenmek için, Türkiye'ye gitmeye karar veriyor ve bunun için de ailesinden gizli üvey babası Mustafa'nın ailesiyle irtibat kuruyor.
Önceleri bu misafirden hoşlanmayan Asya'yla zaman içinde çok yakınlaşan Armanuş'un en büyük farkı birinin geçmişini gömmek, diğerinin ise aydınlatmak istemesi. Asya geçmişini öğrenmeye hiç meraklı değil. Piç olarak adlandırılması, ona geçmişin sadece hatırlanmak istenmeyen olaylarla örülü olduğunu düşündürdüğünden geçmişi hiç anmayan ve anmak istemeyen biri. Annesiyle bu konuda hiç konuşmamışlar. Zaten annesi oldukça ilginç bir kadın. Annesine de anne değil teyze diye hitap ediyor. Annede anneliği kaldırabilecek bir yapı olmadığından belki.
Hikayenin sonu gerçekten oldukça ilginç. Bir bağlantı da Armanuş'un babaannesiyle Asya'nın dedesi arasında kuruluyor.
Kitaptaki kurgu gayet iyiydi, ama kişilerin hayatlarının birbirine bir şekilde bağlanması bana 'Crash' filmini hatırlattı. Türk-Ermeni olaylarına da sanırım tek yönden bakmamaya çalışmış, sadece bir tarafın değil her iki tarafın da canının yandığını anlatmaya uğraşmış ama hangi tarafın kininin ne kadar kuvvetli olduğunu ve sonuçlarını tartışmayı herkesin yaptığı gibi ben de tarihçilere bırakayım bari. ama ermeni soykırımını desteklediği suçlamasının haksız olduğunu söylemem gerekiyor.
kitabın sonuna doğru sorulan '1915'te Şuşan yetim kalmasa 2005'te Asya diye bir piç olur muydu? ' sorusu gerçekten etkileyiciydi.
ben tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder